Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Umâre b. Ka'kâ b. Şübrüme, ona Ebu Zür'a, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam (Muaviye b. Hayde) Rasulullah'a (sav) gelip Ey Allah'ın Resulü! Kendisine en güzel şekilde muamele etmem gereken kişi kimdir? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "annendir" buyurdu. Sonra kim? diye sordu. Hz. Peygamber; "annendir" buyurdu. Adam sonra kim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "babandır" buyurdu.
[İbn Şübrüme ve Yahya b. Eyyüb bize Ebu Zür'a bir benzerini rivayet etti demişlerdir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Abdullah b. Şübrüme ed- Dabbi ile Muhammed b. İsmail el- Buhari arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19612, B005971
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ شُبْرُمَةَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ أَحَقُّ بِحُسْنِ صَحَابَتِى قَالَ:
"أُمُّكَ." قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ
"أُمُّكَ." قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ
"أُمُّكَ." قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ
"ثُمَّ أَبُوكَ."
[ وَقَالَ ابْنُ شُبْرُمَةَ وَيَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا أَبُو زُرْعَةَ مِثْلَهُ .]
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Umâre b. Ka'kâ b. Şübrüme, ona Ebu Zür'a, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam (Muaviye b. Hayde) Rasulullah'a (sav) gelip Ey Allah'ın Resulü! Kendisine en güzel şekilde muamele etmem gereken kişi kimdir? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "annendir" buyurdu. Sonra kim? diye sordu. Hz. Peygamber; "annendir" buyurdu. Adam sonra kim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "babandır" buyurdu.
[İbn Şübrüme ve Yahya b. Eyyüb bize Ebu Zür'a bir benzerini rivayet etti demişlerdir.]
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Abdullah b. Şübrüme ed- Dabbi ile Muhammed b. İsmail el- Buhari arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 2, 2/488
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Şübrüme Abdullah b. Şübrüme ed-Dabbî (Abdullah b. Şübrüme b. et-Tufeyl)
Konular:
Aile, ailede şiddet
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkana kadar misafirliği uzatması, helal değildir."
Bize İsmail, ona Mâlik benzer bir hadisi nakletmiş ve şu ifadeyi ilave etmiştir: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun."
Açıklama: Hadiste geçen “câize”, bir evde misafir olarak kalan kimseye ikram edilen yiyecek-içecek demektir. Bunun ölçüsü, bir gün bir gece misafiri elden geldiğince ağırlamak, ikinci ve üçüncü günlerde ise misafirin bulunmadığı normal günlerde evde yenilen-içilen şeyi ikram etmektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279815, B006135-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى شُرَيْحٍ الْكَعْبِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ ، جَائِزَتُهُ يَوْمٌ وَلَيْلَةٌ ، وَالضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ ، فَمَا بَعْدَ ذَلِكَ فَهْوَ صَدَقَةٌ ، وَلاَ يَحِلُّ لَهُ أَنْ يَثْوِىَ عِنْدَهُ حَتَّى يُحْرِجَهُ » . حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ مِثْلَهُ وَزَادَ « مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أَوْ لِيَصْمُتْ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkana kadar misafirliği uzatması, helal değildir."
Bize İsmail, ona Mâlik benzer bir hadisi nakletmiş ve şu ifadeyi ilave etmiştir: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun."
Açıklama:
Hadiste geçen “câize”, bir evde misafir olarak kalan kimseye ikram edilen yiyecek-içecek demektir. Bunun ölçüsü, bir gün bir gece misafiri elden geldiğince ağırlamak, ikinci ve üçüncü günlerde ise misafirin bulunmadığı normal günlerde evde yenilen-içilen şeyi ikram etmektir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 85, 2/514
Senetler:
1. Ebu Şurayh Huveylid b. Şurayh el-Huzâî (Huveylid b. Amr b. Sahr b. Abdüluzzâ)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
İkram, ikram etmek, paylaşmak
KTB, ADAB
Misafirlik, kalma müddeti
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan ve Şu'be, onlara Habîb; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Habîb, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip ben de cihada geleyim dedi. Hz. Peygamber (sav) ona; "anan baban sağ mı?" diye sordu. Adam evet deyince Hz. Peygamber (sav); "sen onlara hizmet ederek cihat et" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19613, B005972
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ وَشُعْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ ح
قَالَ وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْعَبَّاسِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَجُلٌ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أُجَاهِدُ. قَالَ:
"لَكَ أَبَوَانِ." قَالَ نَعَمْ. قَالَ:
"فَفِيهِمَا فَجَاهِدْ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan ve Şu'be, onlara Habîb; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Habîb, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip ben de cihada geleyim dedi. Hz. Peygamber (sav) ona; "anan baban sağ mı?" diye sordu. Adam evet deyince Hz. Peygamber (sav); "sen onlara hizmet ederek cihat et" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 3, 2/488
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abbas Saib b. Ferruh el-Mekkî (Saib b. Ferruh)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Anne-baba, rızalarını almaya çalışmak
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
Açıklama: Zekat ölçüleri:
"Farak : Otuz altı rıtıl yani dört bin altıyüz seksen dirhemlik bir miktar." (Bkz. Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Ensar Yayınları, İstanbul, 2013, s. 135.)
Rıtıl: Sıvı maddeler için kullanılan yüz otuz dirhemlik bir ölçek. Sa'ın sekizde biri. (Aynı eser, s. 480)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19615, B005974
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عُقْبَةَ قَالَ أَخْبَرَنِى نَافِعٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"بَيْنَمَا ثَلاَثَةُ نَفَرٍ يَتَمَاشَوْنَ أَخَذَهُمُ الْمَطَرُ، فَمَالُوا إِلَى غَارٍ فِى الْجَبَلِ، فَانْحَطَّتْ عَلَى فَمِ غَارِهِمْ صَخْرَةٌ مِنَ الْجَبَلِ، فَأَطْبَقَتْ عَلَيْهِمْ، فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ انْظُرُوا أَعْمَالاً عَمِلْتُمُوهَا لِلَّهِ صَالِحَةً، فَادْعُوا اللَّهَ بِهَا لَعَلَّهُ يَفْرُجُهَا. فَقَالَ أَحَدُهُمُ اللَّهُمَّ إِنَّهُ كَانَ لِى وَالِدَانِ شَيْخَانِ كَبِيرَانِ، وَلِى صِبْيَةٌ صِغَارٌ كُنْتُ أَرْعَى عَلَيْهِمْ، فَإِذَا رُحْتُ عَلَيْهِمْ فَحَلَبْتُ بَدَأْتُ بِوَالِدَىَّ أَسْقِيهِمَا قَبْلَ وَلَدِى، وَإِنَّهُ نَاءَ بِىَ الشَّجَرُ فَمَا أَتَيْتُ حَتَّى أَمْسَيْتُ، فَوَجَدْتُهُمَا قَدْ نَامَا، فَحَلَبْتُ كَمَا كُنْتُ أَحْلُبُ، فَجِئْتُ بِالْحِلاَبِ فَقُمْتُ عِنْدَ رُءُوسِهِمَ، أَكْرَهُ أَنْ أُوقِظَهُمَا مِنْ نَوْمِهِمَا، وَأَكْرَهُ أَنْ أَبْدَأَ بِالصِّبْيَةِ قَبْلَهُمَا، وَالصِّبْيَةُ يَتَضَاغَوْنَ عِنْدَ قَدَمَىَّ، فَلَمْ يَزَلْ ذَلِكَ دَأْبِى وَدَأْبَهُمْ حَتَّى طَلَعَ الْفَجْرُ، فَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنِّى فَعَلْتُ ذَلِكَ ابْتِغَاءَ وَجْهِكَ، فَافْرُجْ لَنَا فُرْجَةً نَرَى مِنْهَا السَّمَاءَ، فَفَرَجَ اللَّهُ لَهُمْ فُرْجَةً حَتَّى يَرَوْنَ مِنْهَا السَّمَاءَ. وَقَالَ الثَّانِى اللَّهُمَّ إِنَّهُ كَانَتْ لِى ابْنَةُ عَمٍّ، أُحِبُّهَا كَأَشَدِّ مَا يُحِبُّ الرِّجَالُ النِّسَاءَ، فَطَلَبْتُ إِلَيْهَا نَفْسَهَا، فَأَبَتْ حَتَّى آتِيَهَا بِمِائَةِ دِينَارٍ، فَسَعَيْتُ حَتَّى جَمَعْتُ مِائَةَ دِينَارٍ، فَلَقِيتُهَا بِهَا، فَلَمَّا قَعَدْتُ بَيْنَ رِجْلَيْهَا قَالَتْ يَا عَبْدَ اللَّهِ اتَّقِ اللَّهَ، وَلاَ تَفْتَحِ الْخَاتَمَ. فَقُمْتُ عَنْهَا، اللَّهُمَّ فَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنِّى قَدْ فَعَلْتُ ذَلِكَ ابْتِغَاءَ وَجْهِكَ فَافْرُجْ لَنَا مِنْهَا فَفَرَجَ لَهُمْ فُرْجَةً. وَقَالَ الآخَرُ اللَّهُمَّ إِنِّى كُنْتُ اسْتَأْجَرْتُ أَجِيرًا بِفَرَقِ أَرُزٍّ فَلَمَّا قَضَى عَمَلَهُ قَالَ أَعْطِنِى حَقِّى. فَعَرَضْتُ عَلَيْهِ حَقَّهُ، فَتَرَكَهُ وَرَغِبَ عَنْهُ، فَلَمْ أَزَلْ أَزْرَعُهُ حَتَّى جَمَعْتُ مِنْهُ بَقَرًا وَرَاعِيَهَا، فَجَاءَنِى فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ وَلاَ تَظْلِمْنِى، وَأَعْطِنِى حَقِّى. فَقُلْتُ اذْهَبْ إِلَى ذَلِكَ الْبَقَرِ وَرَاعِيهَا. فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ وَلاَ تَهْزَأْ بِى. فَقُلْتُ إِنِّى لاَ أَهْزَأُ بِكَ، فَخُذْ ذَلِكَ الْبَقَرَ وَرَاعِيَهَا. فَأَخَذَهُ فَانْطَلَقَ بِهَا، فَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنِّى فَعَلْتُ ذَلِكَ ابْتِغَاءَ وَجْهِكَ، فَافْرُجْ مَا بَقِىَ، فَفَرَجَ اللَّهُ عَنْهُمْ."
Tercemesi:
Bize Said b. Ebu Meryem, ona İsmail b. İbrahim b. Ukbe, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Üç kişi birlikte yürürken yağmura yakalandılar. Hemen dağdaki bir mağaraya sığındılar. Ardından mağaranın girişine dağdan büyük bir kaya düşüp üzerlerini tamamen kapattı. Bunun üzerine aralarından birisi diğerlerine şöyle dedi: Samimi olarak, sırf Allah rızası için yapmış olduğunuz amellere bakın da onları zikretmek suretiyle Allah’a dua edin. Umulur ki Allah mağaranın girişini açar. Bunun üzerine birisi şöyle dua etti: Ey Rabbim! Benim yaşlı ebeveynim ve küçük çocuklarım var. Ben onların geçimini sürü otlatarak (çobanlık yaparak) sağlarım. Sürüyü otlatıp eve döndüğümde sürüden sütü sağar çocuklarımdan önce anne-babama içirirdim. Bir gün otlan arazi uzak bir yerde olduğundan akşamleyin eve geç döndüm ve onları uyurken buldum. Sütleri sağdım ve kaba koyup yanlarına geldim başuçlarına dikildim. Fakat onları uykularından uyandırmayı da istemedim. Onlardan önce çocuklarıma süt içirmeyi de istemedim. Çocuklar ise açlıktan ayaklarımın dibinde açlıktan kıvranıyorlardı. İşte o gece fecir doğuncaya kadar orada dikildim, onlarda gece boyunca uyudular. Rabbim! Sen biliyorsun ki, ben bunu sırf senin rızan için yaptım. Bundan dolayı bizim için bir yarık aç da biz oradan gökyüzünü görelim diye dua etti. Allah onlara gökyüzünü görebilecekleri kadar bir yarık açtı. İkincileri de şöyle dua etti: Ey Rabbim! Benim amcamın bir kızı vardı ve bir onu bir erkeğin bir kadını sevebileceği en şiddetli şekilde seviyordum. Bir keresinde ondan kendisini bana sunmasını istedim. O da diretti ve yüz dinar getirmedikçe olmaz dedi. Ben de bu parayı kazanmak için çalıştım, sonunda yüz dinarı topladım. Ardından parayla birlikte ona gittim. Bacakları arasına yaklaştığımda bana Ey Allah’ın kulu! Allah’tan kork. Mührü açma. (Nikah olmadan bana dokunma.) dedi. Bunun üzerine ben de ondan uzaklaştım. Rabbim! Sen biliyorsun ki, ben bunu sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bu nedenle bizim için bir yarık aç dedi. Allah onlar için yarığı biraz daha açtı. Üçüncüleri de şöyle dedi: Allah’ım, bir farak pirinç karşılığında bir işçi tutmuştum. O işçi işini bitirdiğinde geldi ve bana hakkım olan ücretimi ver’ dedi. Ben de hakkı olanı ona verdim. Fakat işçi bu ücreti almadan bırakıp gitti. Ben de onun pirincini zayi etmedim, aldım her sene ekip çoğalttım. Nihayet onun parasıyla da bir sürü sığır aldım bir de çoban tuttum. Bir süre sonra o işçi bana geldi ve Allah’tan kork! Bana zulmetme ve bana hakkımı ver’ dedi. Ben de ona git şu görünen sığırları ve çobanı al’ dedim. O: Allah’tan kork. Benimle alay etme!’ dedi. Ben de ona ben seninle alay etmiyorum. Bu sığırları ve çobanı al dedim. O da bunları alıp gitti. Rabbim! Sen biliyorsun ki ben bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yaptım. Bunun hatırına kayanın kalan kısmını bizim için aç dedi. Allah da kayayı açıp onları kurtardı."
Açıklama:
Zekat ölçüleri:
"Farak : Otuz altı rıtıl yani dört bin altıyüz seksen dirhemlik bir miktar." (Bkz. Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Ensar Yayınları, İstanbul, 2013, s. 135.)
Rıtıl: Sıvı maddeler için kullanılan yüz otuz dirhemlik bir ölçek. Sa'ın sekizde biri. (Aynı eser, s. 480)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 5, 2/488
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu İshak İsmail b. İbrahim el-Kuraşi (İsmail b. İbrahim b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
HZ.PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ ARAÇ-GEREÇLER
İHLAS VE SAMİMİYET
İhlas, ihlas ve samimiyet
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
Kazanç, emeğin karşılığı
Kazanç, Üretim, emeğe saygı saygı duyulmalıdır
KTB, ADAB
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Açıklama: Rivayet muallaktır; Yahya b. Eyyüb el-Ceriri ile Muhammed b. İsmail el- Buhari arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275063, B005971-2
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ شُبْرُمَةَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ أَحَقُّ بِحُسْنِ صَحَابَتِى قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « ثُمَّ أَبُوكَ » . وَقَالَ ابْنُ شُبْرُمَةَ وَيَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا أَبُو زُرْعَةَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ b. Şübrüme, ona Ebu Zür'a, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet ettimiştir:
Bir adam (Muaviye b. Hayde) Rasulullah'a (sav) gelip 'Ey Allah'ın Resulü! Kendisine en güzel şekilde muamele etmem gereken kişi kimdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Annendir" buyurdu. 'Sonra kim?' diye sordu. Hz. Peygamber "Annendir" buyurdu. Adam 'Sonra kim?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Babandır" buyurdu.
İbn Şübrüme ve Yahya b. Eyyub 'Bize Ebu Zür'a bir benzerini rivayet etti' demişlerdir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Yahya b. Eyyüb el-Ceriri ile Muhammed b. İsmail el- Buhari arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 5971, 2/488
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. ibn Ebu Züra Yahya b. Eyyüb el-Ceriri (Yahya b. Eyyub b. Ebu Züra b. Amr)
Konular:
Aile, ailede şiddet
BİRRU'L- VALİDEYN
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275061, B005972-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ وَشُعْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ ح
قَالَ وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْعَبَّاسِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَجُلٌ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أُجَاهِدُ. قَالَ:
"لَكَ أَبَوَانِ." قَالَ نَعَمْ. قَالَ:
"فَفِيهِمَا فَجَاهِدْ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan ve Şu'be, onlara Habîb; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Habîb, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip ben de cihada geleyim dedi. Hz. Peygamber (sav) ona; "anan baban sağ mı?" diye sordu. Adam evet deyince Hz. Peygamber (sav); "sen onlara hizmet ederek cihat et" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 5972, 2/488
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abbas Saib b. Ferruh el-Mekkî (Saib b. Ferruh)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, ailede şiddet
Anne-baba, rızalarını almaya çalışmak
BİRRU'L- VALİDEYN
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275062, B005972-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ وَشُعْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ ح
قَالَ وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْعَبَّاسِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَجُلٌ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أُجَاهِدُ. قَالَ:
"لَكَ أَبَوَانِ." قَالَ نَعَمْ. قَالَ:
"فَفِيهِمَا فَجَاهِدْ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan ve Şu'be, onlara Habîb; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Habîb, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip ben de cihada geleyim dedi. Hz. Peygamber (sav) ona; "anan baban sağ mı?" diye sordu. Adam evet deyince Hz. Peygamber (sav); "sen onlara hizmet ederek cihat et" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 5972, 2/488
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abbas Saib b. Ferruh el-Mekkî (Saib b. Ferruh)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, ailede şiddet
Anne-baba, rızalarını almaya çalışmak
BİRRU'L- VALİDEYN
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275064, B005971-3
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ شُبْرُمَةَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ أَحَقُّ بِحُسْنِ صَحَابَتِى قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « أُمُّكَ » . قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ « ثُمَّ أَبُوكَ » . وَقَالَ ابْنُ شُبْرُمَةَ وَيَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا أَبُو زُرْعَةَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Umâre b. Ka'kâ b. Şübrüme, ona Ebu Zür'a, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet ettimiştir:
Bir adam (Muaviye b. Hayde) Rasulullah'a (sav) gelip 'Ey Allah'ın Resulü! Kendisine en güzel şekilde muamele etmem gereken kişi kimdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Annendir" buyurdu. 'Sonra kim?' diye sordu. Hz. Peygamber "Annendir" buyurdu. Adam 'Sonra kim?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Babandır" buyurdu.
İbn Şübrüme ve Yahya b. Eyyub 'Bize Ebu Zür'a bir benzerini rivayet etti' demişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 5971, 2/488
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Umare b. Ka'ka' ed-Dabbî (Umare b. Ka'ka' b. Şübrüme)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Aile, ailede şiddet
BİRRU'L- VALİDEYN
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَتْنِى هِنْدُ بِنْتُ الْحَارِثِ أَنَّ أُمَّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - قَالَتِ اسْتَيْقَظَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « سُبْحَانَ اللَّهِ مَاذَا أُنْزِلَ مِنَ الْخَزَائِنِ ، وَمَاذَا أُنْزِلَ مِنَ الْفِتَنِ ، مَنْ يُوقِظُ صَوَاحِبَ الْحُجَرِ - يُرِيدُ بِهِ أَزْوَاجَهُ - حَتَّى يُصَلِّينَ ، رُبَّ كَاسِيَةٍ فِى الدُّنْيَا ، عَارِيَةٍ فِى الآخِرَةِ » . وَقَالَ ابْنُ أَبِى ثَوْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ عُمَرَ قَالَ قُلْتُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم طَلَّقْتَ نِسَاءَكَ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ اللَّهُ أَكْبَرُ .
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Abdullah arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279627, B006218-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَتْنِى هِنْدُ بِنْتُ الْحَارِثِ أَنَّ أُمَّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - قَالَتِ اسْتَيْقَظَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « سُبْحَانَ اللَّهِ مَاذَا أُنْزِلَ مِنَ الْخَزَائِنِ ، وَمَاذَا أُنْزِلَ مِنَ الْفِتَنِ ، مَنْ يُوقِظُ صَوَاحِبَ الْحُجَرِ - يُرِيدُ بِهِ أَزْوَاجَهُ - حَتَّى يُصَلِّينَ ، رُبَّ كَاسِيَةٍ فِى الدُّنْيَا ، عَارِيَةٍ فِى الآخِرَةِ » . وَقَالَ ابْنُ أَبِى ثَوْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ عُمَرَ قَالَ قُلْتُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم طَلَّقْتَ نِسَاءَكَ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ اللَّهُ أَكْبَرُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Yeman (Hakem b. Nafi), ona Şuayb (b. Dinar), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Hind bt. Haris, ona da Ümmü Seleme (r.anha) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) uykusundan uyandı ve: "Subhanallah! (Allah tenzih ederim), Bu gece ne hazineler, ne fitneler indirildi. Odaların sahiplerini kim uyandırır -bununla eşlerini kastediyordu- ki kalkıp namaz kılsınlar. Dünyada nice giyinmiş kadınlar vardır ki onlar ahirette çıplaktırlar" buyurdu. İbn Ebu Sevr (Ubeydullah b. Abdullah)'a İbn Abbas, ona da Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) eşlerini boşadın mı? diye sordum. Hz. Peygamber de (sav) "Hayır" buyurdu. Bunun üzerine ben de 'Allahu ekber' dedim.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Abdullah arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 121, 2/529
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ubeydullah b. Abdullah el-Kuraşi (Abdullah b. Abdullah b. Ebu Sevr)
Konular:
Kadın, ahiretteki durumu
KTB, ADAB
Tesettür, dünyada giyinik ahirette çıplak olanlar
Ümmet, fitne, deprem ve öldürme ile azap olunacak